Avrupa Yönetişim Mükemmelliği Markası

Avrupa Konseyi iyi yönetişimin uluslararası düzeyde güçlendirilmesi için uzun yıllardır çalışmalar yürütüyor. Üye ülkeler, 2007 yılında 12 İyi Demokratik Yönetişim ilkesini Valencia Deklarasyonu ile kabul ettiler. Söz konusu deklarasyonun amaçlarını hayata geçirmek için, Avrupa Konseyi 26 Mart 2008 tarihinde Yerel Düzeyde Yenilikçilik ve İyi Yönetişim Stratejisi’ni yayınladı. Stratejinin amacı başta yerel düzeyde olmak üzere tüm kamu yönetiminde iyi yönetişimi ve yenilikçi uygulamaları teşvik ederek yaymak ve güçlendirmektir. Bunun için Avrupa Konseyi 12 iyi yönetişim ilkesini temel alarak, 2011 yılında Avrupa Yönetişim Mükemmelliği Markası (ELoGE–European Label of Governance Excellence) geliştirdi. Geçen zaman içerisinde yaşanan demokratik gerilemeyi durdurmak ve demokrasiyi güçlendirmek için Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Markayı 11 Eylül 2024 yılında revize ederek güncelledi. İlkelerin niteliği ve ilgili göstergeler de buna bağlı olarak değişime uğradı.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 2023 yılında yayınladığı tavsiye kararı (CM/Rec-2023-5) ile İyi Demokratik Yönetişim anlayışını daha açık biçimde ortaya koydu. İyi Demokratik Yönetişim, “hesap verebilir yetki ve sorumluluğun hem etkili hem de gerçek demokrasiye odaklı bir şekilde kullanıldığı tüm yönetişim süreçleri, kurumları ve uygulamalarını” kapsadığını belirtildi. Bu bağlamda, “yönetişim süreçleri, kurumlar ve uygulamalar” ifadesi şu unsurlara atıfta bulunduğu ifade edildi:

  • Kural ve düzenlemeler: Bunlar genellikle karar alma, raporlama, hesap verebilirlik, denetim ve gözetimle ilgili süreçleri tanımlar.
  • Kurumların işleyişi: Kurumsal yapılar, iç politikalar, personel ve karar vericilerin nasıl belirlendiği; raporlama hatları, rutinler ve prosedürler; olası çalışma kültürleri; halk ve vatandaşlarla etkileşim gibi unsurların belirlenmesi.
  • Uygulamalar: Uygulamaların kurallara ve kumsal mantığa uygunluğu.

ELoGE ülkemizde ilk defa 2022 yılında Argüden Yönetişim Akademisi koordinatörlüğünde ve Avrupa Konseyi ile Marmara Belediyeler Birliği (MBB) ortaklığında yürütülen “Entegre Belediye Yönetişim Modeli” projesi kapsamında Sultanbeyli ve Şişli Belediyelerine verildi.

Markanın amacı üye ülkelerde bulunan tüm kamu kurumlarında bu iyi yönetişim kültürü hakkında farkındalığı artırmak, yönetişim kalite standartı oluşturmak ve yaymaktır. ELoGE çerçevesinde bulunan ilke, hedef ve göstergeler ile farklı ülkelerde çeşitli kamu kurumlarında uygulanabilme özelliğine sahiptir. Söz konusu göstergeler kullanılarak iyi yönetişimin her sene ölçülmesi ve sürekli geliştirilmesi amaçlanıyor. 11 Eylül 2024 yılında kabul edilen ikinci ELoGE çerçevesi 12 ilke, her ilke için üç hedef ve her hedef için de iki gösterge içeriyor. Toplamda ise 12 ilke, 36 hedef ve 72 göstergeden oluşuyor.

Marka çalışmaları, Avrupa Konseyi’nin Avrupa Demokrasi ve Yönetişim Komitesi’ne bağlı çalışan İyi Yönetişim Uzmanlık Merkezi (CEGG–Center of Expertise for Good Governance) tarafından yürütülüyor. Bu Merkezin işlevi iyi yönetişim alanında belirli standartlar ve araçlar geliştirmek, mevcut iyi uygulamaları yaygınlaştırmak, politika tavsiyeleri geliştirmek, bağımsız değerlendirme yapmak, kapasite geliştirmek ve uzman ağı kurmak yoluyla iyi yönetişimi Avrupa Konseyi’ne üye 46 ülkede yayarak güçlendirmek olarak belirlenmiştir.

Bu Marka ülkemizde ilk defa 2022 yılında Argüden Yönetişim Akademisi koordinatörlüğünde ve Avrupa Konseyi ile Marmara Belediyeler Birliği (MBB) ortaklığında yürütülen “Entegre Belediye Yönetişim Modeli” projesi kapsamında Sultanbeyli ve Şişli Belediyelerine verildi. Proje kapsamında her iki belediyede iyi yönetişim ilkeleri ve bunları yansıtan göstergelerin gerektirdiği koşullar değerlendirildi ve gerekli iyileştirmeler yapıldı. Sürecin sonunda iki belediyenin marka başvuruları bağımsız ve kıdemli uzmanlardan oluşan bir jüri tarafından değerlendirildi. Sunulan kanıtlar ışığında, jüri üyeleri başvuruları olumlu şekilde değerlendirdi ve marka verme kararı aldı. Aynı yılın sonunda, Avrupa Konseyi Argüden Yönetişim Akademisi’ne Türkiye’de Ulusal Platformu oluşturma ve ELoGE markasını verme yetkisini delege etti.

Markanın Sağladığı Faydalar

ELoGE markası temel olarak yerel yönetimlerde ve özellikle belediyelerde iyi yönetişimin bir standart haline gelmesini ve sürekli biçimde gelişmesini hedefliyor. Marka alan veya marka yolculuğuna başlayan yerel yönetimler, iyi yönetişim alanında mükemmelliğe dönük gelişim adımları atabilirler. Bu çalışmalar bir yandan yerel yönetimlerde iyi yönetişimin kurumsallaşmasına katkı sağlarken diğer taraftan karar alma, kaynak kullanma ve hizmet sunum süreçlerinin kalitesinde önemli faydalar yaratır. Yerel yönetim işleyiş ve paydaş ilişkilerinin iyileşmesine hizmet eder. Yerel yönetimlerde karar alıcı ve çalışanlarının güven ve memnuniyetini artırır. Bunun sonucunda ise yerel yönetimlerin kendilerinin görevli ve sorumlu olduğu alanlarda daha bütünsel, kapsayıcı ve etkin sonuçlar üretmesine hizmet eder.

Ayrıca, ELoGE çerçevesinde bulunan ilke ve göstergelerin çoğu mevcut mevzuat ve kurumsal mekanizmaları ile uyumlu durumdadır. Anayasa, 5393 sayılı Belediye Kanunu, 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrolü Kanunu gibi mevzuat ile kent konseyi gibi kurumsal mekanizmalar doğrudan ELoGE markası ile bağlantılıdır. Bu nedenle, marka aynı zamanda mevzuatın uygulanma düzeyi, kurumsal risklerin yönetilmesi, azami kamu hizmeti sunulması, ve vatandaş hakları ile memnuniyetinin gözetilmesini destekler. Markanın ilke temelli ve mevzuatla uyumlu olması, yerel yönetimlerin kural temelli yaklaşımın ötesine geçmesine ve mevzuatın kapsamadığı alanlarda bile iyi yönetişim ilkelerini uygulama imkanını sunar.

Özetle, ELoGE markası yerel yönetimlerin kendi görev ve sorumluluklarını daha demokratik ve iyi şekilde yerine getirmelerine, kurumsal kapasitelerinin sürekli geliştirmelerine, kalkınma ve yaşam kalitesinin sürdürülebilir şekilde güçlenmesine hizmet eder. Bunun uluslararası düzeyde belirli bir standart çerçevesinde yapılması ise yerel düzeyin gerek ulusal gerek uluslararası düzeyde daha yenilikçi ve etkin olmasına imkân tanır.

Özel olarak, Birleşmiş Milletlerin (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile Ulusal ve Bölgesel Kalkınma Planlarında ortaya koyduğu kalkınma hedef ve faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi açısından ELoGE bir gelişim ve güçlendirme aracı olarak ele alınabilir. BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları arasında yer alan 16. (Güçlü Kurumlar) ve 17. (İş Birlikleri ve Ortaklıklar) amaçlarıyla doğrudan uyumlu olması da yerel yönetimlerin yönetişim kavramını ve iş birliği kültürünü somutlaştırmasına yardımcı olacaktır. Bütün olarak, yerel yönetimlerin sürdürülebilir kalkınma ve yaşam kalitesinin güçlenmesine yönelik faaliyetlerinin daha kapsamlı ve etkin olmasını destekler.

Bunlara ilaveten, ELoGE, çocuk, engelli, kadın, göçmen, yaş almış veya bakıma ihtiyaç duyan kırılgan sosyal grupların yerel yönetim yönetişim yapı, işleyiş ve faaliyetlerinde gözetilmesini gerekli kılar. Markanın elde edilmesi ve korunması söz konusu gruplara yönelik özel çalışmaları teşvik eder. Genel olarak bireylerin hakları ve refahını gözetmeye sevk ederek daha kapsayıcı, adil ve duyarlı hizmetler sunulmasını destekler.

Yine marka kapsamında yerel yönetimlerin gerek teknolojik gerekse hizmet alanlarında yenilikçi yaklaşım ve uygulamaları hayata geçirmesini teşvik eder. Sürekli değişen koşullar karşısında yönetimsel, mali, hizmet geliştirme ve sunumu gibi alanlarda bilgi ve işlem teknolojileri ile tasarım temelli yenilikleri aktif şekilde aramayı ve uygulamayı özendirir. Bu şekilde, güncel ve geleceğe dönük faaliyetlerin çok daha etkin şekilde karşılanmasını güçlendirir.

Başka bir açıdan, Marka yerel yönetimlerin iyi yönetişim açısından güçlü ve zayıf yönlerini tespit etmelerini, güçlendirmelerini ve böylece kurumsal kapasite ve dayanıklılıklarını sürekli artırmalarına imkân sağlar. İyi yönetişim kalite standartlarının kurumsallaşmasına katkı sağlayarak, mevzuat ve kurumsal işleyişe bağlı risklerin etkin biçimde tespit edilmesi ve bertaraf edilmesini destekler. Karar alma ve kaynak kullanım kalitesini artırmak suretiyle mali kaynak geliştirme ve kullanma süreçlerinde gelişimi teşvik eder. Buna bağlı olarak, yerel yönetimlerin daha fazla kaynak ile daha iyi hizmet sunmasını ve kamusal değer üretmesini güçlendirir.

Uluslararası düzeyde geçerli ortak bir çerçeve olarak, Marka kapsamında iyi örneklerin uygulanması ve paylaşılmasına izin verilir. Bu şekilde ulusal ve uluslararası düzeyde yerel yönetimler arasında öğrenme, iş birlikleri kurma ve ortak faaliyet yürütmeyi teşvik eder. Yerel yönetimler arası iş birliğinin gelişmesi, benzer sorunlar karşısında ortak çözümlerin aranması ve üretilmesi yoluyla daha iyi sonuçlar elde etmeye yarar. Uluslararası kurumların sunduğu hibe, kredi ve diğer kaynaklara erişim açısından itibar ve güvenirlik sunar.

Markanın sunduğu bir diğer önemli fayda ise yerel demokrasi ve aktif vatandaşlığın güçlendirilmesidir. Yerel yönetimlerin vatandaş ve sivil katılıma özel önem vermesi, bunu sağlanması ve sürekli güçlendirmesi Marka kapsamında talep edilen koşullardan birisidir. Artan güven ortamı ile vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları, özel sektör kuruluşları, medya ve üniversiteler gibi paydaşlar yerel yönetimlerin faaliyet ve işleyişine katkı vererek yerel kalkınma ve yaşam kalitesinin güçlenmesine ortak şekilde destek olurlar.

Özetle, ELoGE markası yerel yönetimlerin kendi görev ve sorumluluklarını daha demokratik ve iyi şekilde yerine getirmelerine, kurumsal kapasitelerinin sürekli geliştirmelerine, kalkınma ve yaşam kalitesinin sürdürülebilir şekilde güçlenmesine hizmet eder. Bunun uluslararası düzeyde belirli bir standart çerçevesinde yapılması ise yerel düzeyin gerek ulusal gerek uluslararası düzeyde daha yenilikçi ve etkin olmasına imkân tanır.

ELoGE markasının sunduğu faydalardan yararlanmak isteyen yerel yönetimler öncelikle kendi yönetişim kültür ve uygulamalarını sunulan göstergeler ışığında ölçerek değerlendirmelidir. Markanın öngördüğü iyi yönetişim düzeyini yakalamak için gerekli iyileştirmeleri yapmalıdır. Buradaki temel amacın Markayı almaktan çok iyi yönetişim kültürünün sunduğu faydaları elde etmek olduğunu altını çizmek gerekir. İyi yönetişim bir mükemmellik alanı olarak sürekli geliştirildiği taktirde bu faydaların artarak sürdürülebilirliği sağlanabilir. Böylece, yerel yönetimler iyi yönetişim ile daha güvenilir ve vatandaş memnuniyetini daha fazla sağlayan etkili kamu kurumları olarak işleyebilirler. Sonuçta kendilerine emanet edilen yetki ve kaynaklar ile temel görev ve sorumluluklarını azami şekilde yerine getirerek demokrasi, kalkınma ve yaşam kalitesini yerel düzeyde güçlendirebilirler.

Avrupa Konseyi’nin 12 İyi Yönetişim İlkesi

Avrupa Konseyi’nin üye ülkelerde uygulanmasını beklediği iyi yönetişim ilkeleri ile bunların tanım ve faydaları aşağıda sırayla paylaşılmıştır. ELoGE markasının temelini bu ilkeler ve değerler oluşturur. Marka yerel yönetimlerin kendilerinin kanıt temelli öz değerlendirme yapmalarını sağlayan kapsamlı bir çerçeve ile vatandaş, meclis üyesi ve personel anketlerine dayanır. İlkelerin yerel yönetimlerin siyasi, idari ve mali yönetim süreçlerinde gözetilmesi ve hayata geçirilmesi beklenir. Düzenli olarak yapılan değerlendirmeler ile sürekli geliştirilmesi söz konusudur. Mevzuat ve kurumsal mekanizmaların tanımlanmamış olduğu yerlerde dahi bu ilkelerin yol gösterici olması öngörülür. Bu ilkelerin gündelik işleyiş ve işlerde hayata geçirilmesiyle yerel yönetimler daha demokratik, bütünsel ve kapsayıcı hizmetler sunabilir. Söz konusu ilkelerin anlaşılması ve tüm yönetim süreçlerinde uygulanması ile iyi yönetişim kültürü yerel yönetimlerde sürekli geliştirilebilir ve sunulan faydalardan artarak yararlanılabilir. Sonuçta yerel düzeyde demokrasiye, sürdürülebilir kalkınma ve yaşam kalitesinin gelişmesine katkı verilir.

ELoGE

İlke 1. Demokratik Katılım

Yasama organları, meclisler ve diğer kamu kurumları için düzenli, özgür ve adil seçimler ile kamu kurumlarının hizmet verdikleri kişilerle anlamlı etkileşim kurmasını içeren etkili ve kapsayıcı demokratik katılım sağlanmalıdır.

Hedef 1.1. İnsanlar, politika ve karar alma süreçlerinin merkezindedir. Tüm cinsiyetlerin siyasi ve kamusal karar alma süreçlerine dengeli katılımı sağlanmakta; dezavantajlı ve kırılgan gruplar da dahil olmak üzere tüm insanların geniş katılımı teşvik edilmektedir.

Hedef 1.2. İnsanlar, politika ve karar alma süreçlerine doğrudan ya da çıkarlarını temsil eden meşru ara yapılar aracılığıyla erişme ve katılma fırsatına sahiptir. Bu sayede alınan kararlar çoğunluğun iradesini yansıtırken, azınlığın hakları ve meşru çıkarları da gözetilir.

Hedef 1.3. Seçimler, herhangi bir hile olmaksızın, ulusal yasalar, Avrupa standartları ve seçim geleneği doğrultusunda özgür ve adil bir şekilde gerçekleştirilir. Bu gelenek, örneğin Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu’nun (Venedik Komisyonu) seçim konularına ilişkin iyi uygulama kodunda özetlenmiştir.

Bu ilke, paydaş ve vatandaş katılımını ile onların yerel yönetimin ana karar organı olan yerel yönetim meclisinde temsil ve seçimlerin adil yapılmasını hedefler. Bu minvalde, vatandaş katılımının, katılım süreçlerinin öncesi ve sonrasında kapsayıcı ve düzenli bir şekilde resmî yöntemler kullanılarak yapılması, farklı bakış açılarına ve ihtiyaçlara sahip şehir sakinlerinin kendilerini ifade etmelerinin önünü açmaktadır. Katılım öncesi gündemin belirlenerek vatandaşla ve ilgili paydaşla paylaşılması ve gündem dışı olabilecek eklemeler için zaman ayrılması gerekmektedir. Yapılan katkıları yerel yönetimin politika ve planlarında belgelerinde gören vatandaş bu sayede yönetim süreçlerine daha aktif katılarak yerel yönetimin karar alma, kaynak kullanma ve hizmet sunum kalitesinin artmasına katkı sağlar. Yerel yönetimin vizyon ve politika belgelerinde paydaşların görüşlerine yer vermediği durumlarda ise katılım sonrası geri bildirimde bulunarak yenilikler için iyileştirme süreci başlatılabilir. Seçimlerin adil yapılması konusu Yüksek Seçim Kurulu’nun uhdesinde olup bu kurum tarafından seçimlerin hilesiz, bağımsız ve adil şekilde yapılması sağlanmalıdır. Bağımsız ve tarafsız bir yargılama yapılması için yerel yönetim seçim, işleyiş ve hizmetleri için yargı yolu açık olmalıdır.

İlke 2. İnsan Hakları

Herkesi koruyan ve adalet, onur, eşitlik ve saygı değerlerini içeren insan haklarına saygı, Avrupa Konseyi Statüsü (ETS No. 1) ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (ETS No. 5) dahil olmak üzere Avrupa ve uluslararası standartlara uygun şekilde güvence altına alınmalıdır.

Hedef 2.1. Uygun yasalar, kurumlar, prosedürler, uygulamalar ve normlar; çevre hakları da dahil olmak üzere insan haklarının güçlü bir şekilde geliştirilmesini, teşvik edilmesini, korunmasını ve etkin bir şekilde kullanılmasını sağlar.

Hedef 2.2. Tüm bireyler için eşitlik, ayrımcılık ve nefretten yeterli koruma sağlayan, çeşitliliğin saygıyla karşılandığı daha kapsayıcı toplumlar inşa etmek amacıyla aktif olarak teşvik edilmektedir.

Hedef 2.3. Toplumdaki tüm bireylerin, tüm cinsiyetler ile daha az ayrıcalıklı ve savunmasız gruplar dahil olmak üzere, çeşitliliği ve kapsayıcılığı aktif olarak desteklenmektedir; bu destek, hedefleri, amaçları ve izleme mekanizmalarını belirten özel stratejiler ve planlar aracılığıyla sağlanmaktadır.

Bu ilke yerel yönetimlerin herkesin insan haklarına saygıyı gözetmesi ve savunmasını gerektirir. Adalet, onur, eşitlik ve saygı değerlerinin tüm yönetim süreçlerinin merkezinde olmasını sağlar. Her bireyin kimlik, cinsiyet veya inanç gözetmeksizin temel haklarına göre muamele görmesini, insan haysiyeti ve onura yaraşır biçimde hizmetlerden yararlanmasını teminat altına alır.

İlke 3. Hukukun Üstünlüğü

Hukukun üstünlüğüne saygı gösterilmeli ve böylece herkes için öngörülebilir yasaları da içeren hukuki güvenlik sağlanmalıdır. Bu çerçevede herkes onurlu, eşit, akılcı ve orantılı bir şekilde muamele görmelidir. Ülke genelinde güçler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı garanti altına alınmalıdır.

Hedef 3.1. Hukukun üstünlüğü geçerlidir ve hukuki kesinlik garanti altındadır; yasaların çıkarılması süreci şeffaf, hesap verebilir ve demokratik biçimde yürütülür.

Hedef 3.2. Hukukun herkese eşit uygulanmasını ve ayrımcılığın önlenmesini sağlamak, ayrıca kamu otoriteleri tarafından keyfiliği ve yetki kötüye kullanımını önlemek amacıyla yasal güvenceler dahil çeşitli önlemler yürürlüktedir.

Hedef 3.3. İdari işlemler/kararlar gerekçelendirilmelidir.

Yerel yönetimin işleyiş, karar alma ve hizmet sunum süreçleri başta olmak tüm alanlarda hukukun üstün tutulması ve uygun gerekçelere dayandırılması gözetilmelidir. Keyfilik, kayırmacılık veya başka türlü gayri hukuki pratiklere izin verilmemelidir. Alınan karar ve hayata geçirilen uygulamalar adil, gerekçelendirilmiş ve yasalar ile uyumlu olmalıdır. Ayrıca yerel yönetimlerin verilen mahkeme kararlarına uyması, yine bu ilkenin hedefidir. Genel olarak yerel yönetim süreçlerinin tümünün hukukun üstünlüğüne uygun olması gerekir.

İlke 4. Kamu Etiği

Kamu etiğinin en yüksek standartları titizlikle gözetilmeli, böylece herkesin yönetiminin, kamu kurumlarının ve kamu görevlilerinin kamu yararına hizmet ettiğine güven duyması sağlanmalıdır.

Hedef 4.1. Kapsamlı bir kamu etiği çerçevesi oluşturulmuş olup; stratejileri, mevzuatı, düzenlemeleri, davranış kurallarını ve rehberlik ilkelerini kapsamaktadır. Bu çerçeve, politika ve karar alma süreçlerinde bireysel çıkarlardan ziyade kamu yararını — çevresel boyutlar dahil — önceliklendirir ve kamu kurumlarında ve kamu görevlileri arasında etik uygulamaların sağlanmasını temin eder.

Hedef 4.2. Etik standartların ihlaliyle ilgili şikayet ve yakınmaları ele almak için açık prosedürler ile çıkar çatışmalarını — görev süresi sonrasında dahi — tespit etme, çözme veya yönetme stratejileri mevcuttur. Bu, yolsuzluğu önlemek ve onunla mücadele etmek için güçlü önlemlerin uygulanmasını; yolsuzluğun suç haline getirilmesini, kamu farkındalığının artırılmasını ve etik davranışın teşvik edilmesini içerir.

Hedef 4.3. Şikayet ve itirazların hem halktan hem de kamu görevlilerinden alınmasına yönelik açık prosedürler mevcuttur ve ihbarcıları korumaya yönelik önlemler yürürlüktedir. Bu önlemler, ihbarcıların mevcut veya önceki kamu kurumları ya da görevlileri tarafından doğrudan veya dolaylı bir şekilde misillemeye maruz kalmamalarını garanti altına alır.

Kamu yararının öncelikli olduğunu savunan etik davranış ilkesi yolsuzlukla mücadele etmeyi ve çıkar çatışmasının önüne geçmeyi hedefler. Bu noktada ortaya çıkabilecek çıkar çatışması durumu oluşmadan önlem alınması gerektirir. Uygunsuz karar ve davranışlar hakkında bilgi sunanların korunması ve anonim kılınması için mekanizmalar olmasını öngörür.

İlke 5. Hesap Verebilirlik

Yönetimin, kamu kurumlarının ve kamu görevlilerinin eylemleri ve kararları için sorumluluk almalarını ve hesap verebilir olmalarını sağlamak amacıyla hesap verebilirlik mekanizmaları yürürlükte olmalıdır. Ayrıca, uygunsuz kararlar veya ihmaller için herhangi bir sonucu ya da orantılı yaptırımı kabul etmeleri gerekmektedir

Hedef 5.1. Hesap verebilirlik çerçevesi, yerel yönetimin ve kamu görevlilerinin hangi konularda sorumlu olduğunu ve ne ölçüde yasal ve mali sorumluluk taşıdıklarını açıkça tanımlar ve belgeler.

Hedef 5.2. Kararlar raporlanır, açıklanır, incelenir ve uygun olduğunda sorgulanır veya yaptırıma tabi tutulur.

Hedef 5.3. Uygunsuz kararlar veya ihmaller ve bunlardan kaynaklanan eylem ya da eylemsizlikler için etkili ve orantılı çözümler mevcuttur.

Yerel yönetimlerin aldığı kararların raporlanması, kamuoyu ile paylaşılması ve yaptırıma tabi tutulması bu ilke kapsamında hedeflenir. Bir yandan karar vericilerin aldıkları kararların sorumluluğunu üstlenmesi beklenirken diğer yandan sivil hakların ihlaline karşı önlemler almayı savunur. Bu amaçlar sivil izleme ve denetime imkân tanınır.

İlke 6. Açıklık ve Şeffaflık

Açıklık ve şeffaflık, yönetimin, kamu kurumlarının ve kamu görevlilerinin karar alma süreçlerinin — demokratik bir toplumda gerekli olan, yasaların belirlediği sınırlamalar ve bu sınırlamaların korumayı amaçladığı hedeflere orantılı olmak kaydıyla — kamuya açık ve erişilebilir hale getirilmesiyle sağlanmalıdır. Bu süreçte, uygun olduğu ölçüde modern dijital araçlardan da yararlanılmalıdır.

Hedef 6.1. Bilgi, doğruluğu ve güvenliği sağlanarak, açık ve kapsayıcı bir şekilde iletilir ve kullanıcı ihtiyaçlarına göre uyarlanır.

Hedef 6.2. Kararların, politika uygulamalarının ve sonuçların kamuya açık olması, insanların yerel yönetimin çalışmalarını doğrudan ya da temsilci kurumlar aracılığıyla etkili bir şekilde takip etmelerini ve katkıda bulunmalarını sağlar.

Hedef 6.3. Bilgi ve iletişim teknolojisi kanalları aracılığıyla sunulan e-yönetişim hizmetleri, kullanım kolaylığı, kalite ve veri güvenliğini önceliklendirirken, mümkün ve maliyet açısından uygun olduğunda e-okuryazarlık ve gizlilik endişelerini de ele alır.

Kişisel verilerin korunması gibi yasal olarak bilgi ve verilerin gizliliğini gerektiren durumlar dışında yerel yönetimlerin her türlü karar, politika, plan, proje, faaliyet ve hizmet sunumu ile kaynak kullanımını kamuoyuyla paylaşması açıklık ve şeffaflık ilkesinin amacıdır. Böylece yerel yönetimin karar alıcılarına emanet edilen yetki ve kaynaklarla ne yapıldığı, nasıl yapıldığı ve ne kadara yapıldığı paylaşılarak vatandaş güveni sağlanır. Uygun olduğu durumlarda modern dijital araçları benimseyerek erişilebilirliği ve kapsayıcılığı artırmaya çalışmalıdır. Vatandaşların aktif katılımını kolaylaştıran demokratik hesap verebilirlik sağlanmalıdır.

İlke 7. Verimli, Etkili ve Sağlam Yönetim

Yerel yönetimde tüm kamu görevlilerini kapsayacak şekilde, ayrım gözetmeksizin hizmet verdikleri herkesin refahını artırmak amacıyla, kamu kaynaklarının kullanımını en iyi şekilde değerlendirerek verimli, etkili ve sağlam bir yönetim sağlanmalıdır.

Hedef 7.1. Stratejik ve operasyonel planlar, belirli bir zaman dilimi içinde hedefleri ve amaçları açık bir şekilde tanımlamalı; mevcut kaynakların teknik ve tahsis açısından en iyi şekilde kullanılmasını sağlamalıdır. Bu süreçte yerel demokrasi ve yetki devri ilkelerine uygun olarak yönetim düzeyleri arasında etkin koordinasyon teşvik edilmeli, çevresel sürdürülebilirlik hedefleri de dahil edilerek tüm düzeylerde yüksek kaliteli hizmet sunumu garanti altına alınmalıdır.

Hedef 7.2. Performans yönetim sistemleri, önceden belirlenmiş hedefler ve amaçlarla uyumlu şekilde kurulmakta ve uygulanmakta; tüm idari düzeylerde düzenli iç ve dış denetimler gerçekleştirilmektedir.

Hedef 7.3. İyi yönetim, hakları tanımlayan kaliteli mevzuat, uyumlu süreçler ve erişilebilir birinler aracılığıyla sağlanmalıdır.

Mevcut ve olası geliştirilecek kaynakların etkili ve verimli şekilde kullanımını amaçlayan ilke, aynı zamanda performans yönetimi gibi sistemler aracılığıyla ve kamu hizmetlerinde denetimler yoluyla kurumsal iyileştirmeler yapılmasını hedefler. Bu şekilde yerel yönetimin yetkisi altındaki nakdi ve ayni kaynaklarla azami kamu faydası üretilmesi hedeflenir. Temelde, kamu kaynaklarının en iyi şekilde toplum için en fazla faydayı sağlayacak biçimde yönetilmesini garanti altına almaktadır.

İlke 8. Liderlik, Yetkinlik ve Kapasite

Demokratik yönetişimin temel ilkelerinin etkili olabilmesi için, yönetimin ve kamu kurumlarının kurumsal liderliğini, kamu görevlilerinin yetkinliklerini ve kapasitelerini güçlendirmeye yönelik tutarlı ve sürdürülebilir çabalar gösterilmelidir.

Hedef 8.1. Yerel yönetim, İyi Demokratik Yönetişim İlkeleri’nden ilham alan net bir vizyonla hareket eder ve hizmet verdiği toplumun çeşitliliğini yansıtan, proaktif, yenilikçi, öğrenen, kapsayıcı, güvenli ve temsili bir yaklaşımı benimser.

Hedef 8.2. Yerel yönetim, yetkinlikleri hedeflerle uyumlu hâle getiren performans sistemleri oluşturan insan kaynakları politikalarını destekler ve liyakate dayalı yetenek gelişimini teşvik eder. Düzenli değerlendirmeler, becerileri ve kurumsal kapasiteyi belirler; bu da yetkinliklerin artırılmasına yönelik kapsamlı eğitim planlarıyla desteklenir.

Hedef 8.3. Araştırma, planlama, finansman, uygulama ve değerlendirme süreçlerine yönelik gerekli yapı, süreç ve kapasiteler oluşturulmuş ve desteklenmektedir. Bireysel performansı değerlendirmek, ödüllendirmek ve geliştirmekle birlikte mesleki ve kişisel gelişimi teşvik etmek amacıyla performans değerlendirme ve yönetim önlemleri ile prosedürleri mevcuttur.

Seçilmiş temsilcilerin liderlik becerilerini güçlendirmeye ve tüm kamu görevlilerin ve çalışanların yetkinliklerini ve kapasitelerini geliştirmeye sürekli olarak yatırım yapılması gerekir. Yerel yönetimlerin çalışan performansını değerlendireceği sistemlere sahip olması ve personelin motivasyonunu sağlaması yetkinlik ve kapasite ilkesinin hedefidir. Bu kapsamda, etkili sonuçlar üretmek ve becerileri kapasiteye dönüştürmek için yerel yönetimlerin yöntem ve usul geliştirmesi beklenir. Buna ek olarak, mesleki becerilerin devamlılık arz edecek şekilde sürdürülmesi için gerekli süreçler oluşturulur ve uygulanır.

İlke 9. Duyarlılık

Yönetim, kamu kurumları ve kamu görevlileri, hizmet verdikleri kişilerin meşru beklenti ve ihtiyaçlarına duyarlı olmalıdır.

Hedef 9.1. Halkın meşru beklenti ve ihtiyaçları, şeffaf süreçler aracılığıyla sistematik olarak değerlendirilir ve kamu hizmetlerinin planlanması ve sunumuna entegre edilir.

Hedef 9.2. Kamu hizmeti sunumunu denetlemek için etkili prosedürler mevcuttur; bu prosedürler vatandaş şikayetleri ve Ombudsman kurumlarıyla etkileşim mekanizmalarını da içermektedir.

Hedef 9.3. İzleme sonuçlarının ve şikayetlerin zamanında ele alınması, politika ve karar alma süreçlerinin tüm aşamalarına sorunsuz bir şekilde entegre edilmiştir.

Yerel yönetimin yerel politika, plan ve stratejilerini vatandaşların beklenti ve ihtiyaçlarına uygun şekilde oluşturması bu ilke kapsamında değerlendirilmektedir. Ayrıca bu ilke, oluşturulan politika, plan ve stratejiler doğrultusunda verilen kamu hizmetlerinin makul sürelerde yerine gerilmesini hedefler. Yerel yönetimin tüm vatandaşların sorun, ihtiyaç, talep ve önerilerine karşı sürekli duyarlı olmasını öngörür.

İlke 10. Sağlam Mali ve Ekonomik Yönetim

Tüm kamu kurumlarında ve kamu görevlileri tarafından kamu kaynaklarının en iyi şekilde kullanılması ve herkesin refahını ve mutluluğunu artıran politikaların uygulanmasını sağlamak amacıyla sağlam mali ve ekonomik yönetim sağlanmalıdır.

Hedef 10.1. Ekonomik ve mali politikalar, diğer planlar ve stratejilerle açık şekilde birbiri ile bağlantılı olup, uzun vadeli ekonomik büyümeyi desteklemek amacıyla hedefler ve önlemler belirler; bu süreçte toplumsal ve çevresel refahı, kuşaklar arası adalet dahil olmak üzere, bu konuları olumsuz etkilememeye özen gösterilir.

Hedef 10.2. Gerek dış gerekse iç denetimler, mali yönetiminin sağlamlığının, tutarlılığını ve risklerin değerlendirilmesinin, yönetiminin ve izlenmesinin etkinliğini güvence altına almak için yapılır.

Hedef 10.3. Ekonomi ölçeklerinin belirlenmesi, yüklerin ve faydaların adil paylaşımı ile risklerin azaltılması amacıyla iş birliği ve ortaklık mekanizmaları aranmaktadır.

Bu ilkeyle kamuoyu görüşü alınarak yerel yönetimin uzun vadeli bakış açısı ve sürdürülebilir kalkınmayı gözeten biçimde mali yönetimde etkili davranması hedefler. Sağlam mali uygulamaları ve ekonomik yönetimi sürdürmede kararlı olmayı gerektirir. Politikaların toplumdaki tüm kesimlerin refahını ve mutluluğunu teşvik etmek üzere tasarlanmasını öngörür. Mali sorumluluğu koruyarak ve toplumun refahını artıran ekonomik politikalar izleyerek, herkes için istikrarlı ve müreffeh bir ortam yaratmayı hedeflemeyi gerekli kılar.

İlke 11. Sürdürülebilirlik ve Uzun Vadeli Yönelim

Yönetimin, kamu kurumlarının ve kamu görevlilerinin aldığı kararların ve gerçekleştirdiği eylemlerin sürdürülebilirliğini en üst düzeye çıkarmak için çaba gösterilmelidir ve bu kararların gelecekteki nesiller üzerindeki potansiyel etkileri ile bu nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yetenekleri dikkate alınmalıdır.

Hedef 11.1. Mevcut politika ve karar alma süreçleri, dayanıklılık, sürdürülebilirlik ve kuşaklar arası adalete atıfta bulunmakta; bu süreçlerin yönetim, toplum ve çevre üzerindeki mevcut ve gelecekteki etkilerini kabul etmektedir.

Hedef 11.2. Politika ve karar alma süreçleri, hedef aldıkları bağlamın tarihî, kültürel ve toplumsal yönlerini kabul eder ve korumaya çalışır.

Hedef 11.3. Stratejik planlama süreçleri yürürlüktedir; bu süreçler kilit paydaşları içermekte olup, seçim döngülerinin ötesine geçerek insanların ve toplulukların gelecekteki ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlamaktadır.

Yerel yönetimlerin aldığı kararlar, yürüttüğü faaliyetler ve kullandığı kaynakların gelecek kuşakların çevresel, yapısal, finansal, ekonomik veya toplumsal açılardan korunmasını öngörülür. Bunun için gerek kurumsal gerek yerel koşulların geniş ve uzun vadeli bir bakış açısıyla ele alınmasını hedefler. Ayrıca bu ilke, kararların tüm maliyetlerini ön görmesini ve buna uygun bir anlayışla hareket etmesini bekler. Kısaca, kısa vadeli ihtiyaç ve çözümlerin orta ve uzun dönem menfaatlerle çelişmemesine öncelik verilir.

İlke 12. Değişime ve Yeniliğe Açıklık

Yönetim, kamu kurumları ve kamu görevlileri, kamu hizmetlerinin dayanıklılığını ve kalitesini artıracaksa değişimi ve yeniliği proaktif bir şekilde benimsemeye hazır olmalıdır. Bu süreçte değişen beklentiler ve gerçeklikler dikkate alınmalı, iyi uygulamalardan faydalanmak ve bilgi birikimini artırmak amacıyla geniş katılımlı iş birlikleri kurulmalıdır.

Hedef 12.1. Kamu kurumlarında, daha iyi sonuçlar elde etmek amacıyla esneklik, öz değerlendirme ve sürekli öğrenmeye dayalı olarak; bağlamın ve dış çevrenin değişimlerine, halkın ihtiyaç ve tercihlerine ve kültürel dönüşüme uyum sağlayabilecek elverişli bir iklim oluşturulmaktadır.

Hedef 12.2. Yerel otorite, ulusal ve uluslararası düzeyler de dahil olmak üzere, diğer kamu ve özel aktörlerle ve sivil toplum kuruluşları ile bilgi paylaşımında bulunmaktadır.

Hedef 12.3. Yerel otorite, ihtiyaç duyulduğunda bilgi, kurumsal yapılar, yönetim, araçlar ve metodolojiler açısından yenilik yapmak amacıyla başarılı uygulamaları tanımlayabilir, uyarlayabilir ve uygulayabilir.

Yerel düzeyde ortaya çıkan kurumsal ve günlük yaşam sorunlarına çağdaş hizmet sunum yöntem ve araçlarından faydalanılarak çözümler üretilmesi hedeflenir. Bu ilke ayrıca yerel yönetimlerin diğer kamu kurumları, özel sektör ve sivil toplum ile farklı ölçeklerde etkileşim içinde olmayı öngörür. Kurumlar arasında deneyim paylaşım yöntemlerinin kullanılmasını ve kurumsal değişime elverişli iklimin oluşturulmasını gerektirir.

Yukarıda paylaşılan her bir ilke iyi yönetişim açısından bir kültür bütünün parçaları oluşturur. Her ilkenin siyasi, idari ve mali yönetim süreçlerinde bütünsel olarak hayata geçirilmesiyle iyi yönetişim kültürü kurumsal işleyiş ve faaliyetlerde gerçeklik kazanır, kurumsallaşır ve sürekli gelişimi destekler.